ZOR BİR DÜŞMAN KORONA VE YAŞADIKLARIMIZDAN BAZI KESİTLER

ZOR BİR DÜŞMAN KORONA VE YAŞADIKLARIMIZDAN BAZI KESİTLER

Kabul etmek gerekir ki insanlık tarihi hiçbir zaman böyle zor bir virüsle karşı karşıya kalmadı.

Bunu ben söylemiyorum.

Dünyanın her yerinde ki bilim adamları söylüyor.

Geldiğimiz nokta da izlediklerimizden ve dinlediklerimizden görüyoruz ki bilim adamları da bu virüsü yeni yeni tanımaya çalışıyor.

Hatta tam tanıdık derken virüs kılık değiştiriyor ve haydi tüm çalışmalar yeniden başlıyor.

Karşıda ki düşman, zor bir düşman.

Hopluyor.

Zıplıyor.

Her şeye tutunabiliyor.

Canı sıkıldı on dakika hava da olduğu yer de asılı kalıyor.

Daha da canı sıkıldı en ufak bir esintide bile yüz metrelerce öteye gidiyor.

İnsanların içine bile girip hiçbir şey yapmadan saklanıp sonra çıkıp gidebiliyor.

Baktı yakalanacak gibi hemen kılık değiştiriyor.

Daha bir sürü özelliği olan bir virüs.

Tabi bunlar daha bugüne kadar Korona’nın tespit edilebilmiş olan sadece birkaç özelliği.

Daha bilmediğimiz neler var kimbilir...?

Zaten uzmanlar da bir şaşkınlık içerisindeler.

Yazın bitecek dendi…

Ama şimdi hastalığın bitme konusunda 2021 yılı işaret ediliyor.

Yazın yaşayamaz dendi…

Ama şimdi ki açıklamalar da yazın yaşar ama yavaşlar deniyor.

30 Derece de yaşayamaz dendi…

Ama havalar 30 derecenin üstüne çıkmasına rağmen yaşadığı görüldü.

Sakın yanlış anlaşılmasın.

Burada felaket tellallığı falan yapmıyorum.

Sadece karşımızda çok zor bir düşman olduğunu ve çok dikkatli olmamız gerektiğini söylemeye çalışıyorum.

Şunu da çok açık kalplilikle söyleyeyim ki ben Korona’dan dolayı ne bir ilim adamına ne de bir hükümet yetkilisine söyleyecek bir şey bulamıyorum.

Çünkü onlar da hiç bilmedikleri bir durumla karşı karşıyalar.

Dünya’nın çaresiz kaldığı bir konu da bizim ülkemizde ki ilim adamlarının ya da yöneticilerin bir mucize yaratmasını beklemek herhalde hayalperestlikten öteye gitmez.

Dünya’nın her yerinde ki bilim adamları bu düşmana karşı gece gündüz demeden çalışıyorlar zaten.

Bu ülkemizde de böyle.

Bize vatandaşlar olarak düşen görev sadece denilenleri yapmak ve sonucu beklemek.

Yalnız bazı konulara değinmeden de geçemeyeceğim.

Aklımızın almadığı bazı kararlar da alınmıyor değil.

Mesela açık hava da herkesten uzak oturabileceğin bir çay bahçesinin açık olması yasak…;

Ama yolculuktan, otelde ki yatağa kadar Korona’yla her zaman temas içinde bulunabileceğiniz turizm serbest.

Sokak ta gezmek yasak.

Ama uzmanların bile virüsün bulaşmasında en tehlikeli yerlerden biridir dediği AVM’ler serbest.

Araba da üç kişi oturmak yasak.

Ama bildirilene göre uçaklar da aynı mesafeye denk gelen birer koltuk arayla oturmak serbest.

Ve daha da önemlisi binenler bilirler ki uçakların içi devamlı bir hava dönüşümü içerisindedir.

Böyle aklımızın karıştığı bazı kararlar da nasıl alınıyor anlayabilmek zor tabi.

Yeniden başa dönersek zor bir düşmanla karşı karşıyayız.

Bu düşmanla savaşmakta bence en önemli iki şey.

Biri ekonomik.

Diğeri bilim adamlarının da dediği gibi psikolojik.

Görünen o ki insanların aklına artık ekmek kaygısı ciddi bir şekilde düştü.

Zaten geçen akşam haberler de yayınlanan bir istatistikte Türk Halkı’nın %’ 40 ı şu an da gelecekte açlık yaşama korkusuyla yaşıyor.

Bu az bir rakam değil.

İşte şimdi Devletimizin burada iyice devreye girip böyle bir korkuya yer olmadığını göstermesi gerekir.

Bugüne kadar Devlet bir şey yapmadı demiyorum.

Şimdi yine bazı cahil troller hemen atlamasın.

Yapılan her şey için Devletimize minnettarız ama bir daha söylüyorum bundan sonra gelişecek süreçte bizi daha zor koşullar bekliyor sanki.

Devlet halkını işte burada kucaklamalı.

Sen ben ayırımı olmamalı.

Devletin hangi biriminde çalışırsa çalışsın tüm bürokratlar, şu an da vatandaşın işinde halka zorluk değil kolaylık gösterilmeli.

Bana sıkça iletilen bir şikayeti de buradan sayın Devlet büyüklerimize bildirmeyi istiyorum.

BU MARKETLER VE PAZARLAR NEDEN BU KADAR PAHALI..?

BUNLARIN BİR DENETLEYİCİSİ VE CEZAİ YAPTIRIMI YOKMUDUR..?

Bu hastalık çıkmadan önce ucuzluk yarışındaydılar.

Şimdi bu kadar ekonomik sıkıntılar içerisinde olan vatandaşı köşeye sıkıştırmışlar adeta kafalarına sopayla vuruyorlar.

1 Liralık şeyler iki aydır 5 lira.

Bu bana hiç vicdani ve insani gelmiyor.

Hele ki çok şükür MÜSLÜMAN bir devlette.

Şimdilik son sözüm..;

Yüce Allah başta Tıp çalışanları olmak üzere tüm güvenlik mensuplarımızın ve yine öncelikle saha da olanlar olmak üzere tüm belediye ve kamu çalışanlarımıza kolaylık versin

Devletimizin ve milletimizin birlik ve beraberlik içerisinde bu Korona derdinden tez zaman da kurtulması dileğiyle…

Tabi herkesin bir şekilde sıkıntı da olduğu bu günler de birbirimize çok daha hoşgörülü ve anlayışlı olmayı da unutmayalım lütfen…

Herkese hayırlı ve iyi haftalar...

Yazarın Diğer Yazıları