PARTİ YÖNETİCİLERİNİN VE BAŞKANLARIN HALKLA SICAK TEMASI VAR MI

PARTİ YÖNETİCİLERİNİN VE BAŞKANLARIN HALKLA SICAK TEMASI VAR MI

PARTİ YÖNETİCİLERİNİN VE BAŞKANLARIN HALKLA SICAK TEMASI VAR MI..?

 

 

Yıllar öncesinin Doğruyol Partisi, Anavatan Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Refah Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve diğer partileri hatırlarım.

 

Bilhassa akşamüstü saatleri olmak üzere il ve ilçe başkanlıkları hep vatandaşla dolu olurdu.

 

Partililer her gün parti merkezlerine uğrarlardı.

 

İl veya ilçe başkanları halkı büyük bir nezaketle karşılar ve sorunlarını çözmeye çalışırlardı.

 

Başka parti görüşünü taşıyan bir vatandaş rahatlıkla iktidar partisi il veya ilçe başkanlıklarına gider ve sorunlarına rahatça çare arardı.

 

O zaman öyle bir siyasi anlayış ve terbiye vardı.

 

Şunu da önemle basarak üstüne söyleyeyim ki o zamanın yöneticileri de halktan kopuk kendi koltuklarında sadece vakit geçirip protokol yemekleri kovalayan insanlar değillerdi.

 

Yani sözün kısası o zamanın yöneticileri halktan kopuk bir yönetim anlayışına sahip değildi ve her zaman vatandaşla iç içelerdi...

 

İl ve ilçe başkanlıklarında durum böyle olunca da belediyelerde de aynı durum söz konusuydu tabi ki.

 

Normal bir vatandaş hiç randevu almadan belediye başkanına giderek başkan yerindeyse çok rahat görüşebilirdi.

 

İşte bu sıcak temastan dolayı da parti başkan ve yöneticilerinin veya belediye başkanlarının isimlerini neredeyse herkes bilirdi.

 

Başkanlar da aynı şekilde mahallelerde halktan bir çok kişiye ismiyle hitap edebilirlerdi.

 

Bu konu da eski yöneticilerin ve başkanların hakkını yemeden teslim edelim.

 

Peki bugün partilerin il ve ilçe başkanlarının vatandaşla ilişkisi ne durumda..?

 

Bakın bakalım etrafınıza…

 

Hangi parti olursa olsun bırakın ilçe başkanlarını, kaç kişi partilerin il başkanlarının adını söyleyebiliyor..?

 

Bırakın adını söylemeyi kaç kişi partilerin il veya ilçe başkanlıklarının yerini biliyor..?

 

Kaç kişi herhangi bir belediye başkanının odasında çayını içerken sorununu anlatabiliyor..?

 

Biliyorum şimdi yine çok değerli sayın yöneticilerimiz ve başkanlar kızacaklar bana ama bana kızmak yerine bir kere de yazdıklarımın doğru olup olmadığını düşünseler..;

 

Hatta vatandaşa sorsalar daha iyi olmaz mı..?

 

Partilerin il veya ilçe yönetimleri “Bir seçim olsa da şuradan bir belediye meclis üyeliği kapsak…” ya da “Yöneticilik sıfatımı kullanarak iki iş bitirivereyim bari” düşüncesiyle kurulmazlar.

 

Parti yönetimleri parti amaçlarını halka anlatmak ve halkın sorunlarına çözüm olmak için kurulurlar…

 

Halkın kapısının önünden bile geçmediği veya daha yerini bile bilmediği bir parti hiçbir zaman bir siyasi parti konumuna gelmiş olmaz.

 

Böyle konumda olan bir partinin başkanı veya yöneticileri de hiçbir zaman yönetici sıfatı taşımaz…

 

Ha ne mi olur..?

 

Kendi aralarında siyasetçilik oynayarak, vakit geçirerek seçimleri beklerler…

 

Sonuçta bir koltuk kapan kapar.

 

Koltuğu kapan ne yapar..?

 

Bilmem…

 

Onu siz görüp yaşıyorsunuz zaten…

 

Koltuğu kapamayan çoğunluk ne yapar..?

 

O güne kadar mevcut parti de oynadığı siyasetçilik oyununa son vererek yol alır gider.

 

Hatta başka partiye gider ve orada şansını denemeye başlar.

 

Biliyorsunuz bu yeni yöneticilerin büyük kısmının çok çabuk görüş değiştirebilen bir yapıları var…

 

Dünyayı çok hızlı takip ediyor ve anında karar değiştirebiliyorlar yani…

 

Şimdi bu yazdıklarım doğru mu, yalan mı ya da bunları bilhassa siyasetin son döneminde yaşadık mı , yaşamadık mı buyurun siz karar verin…

 

Şimdi bu örnekleri çok fazlalaştırabiliriz ama bence lüzumu yok…

 

Çünkü biliyorum ki buraya kadar yazdıklarımdan herkes ne demek istediğimi fazlasıyla anladı.

 

Yani sayın yöneticilerim bırakın artık bana kızmayı falan da, siyasetçilik oynayarak bir koltuk kollama ya da iş bitirme sevdasından vaz geçin.

 

Bakın il başkanlıklarınız bile artık bomboş kalmış.

 

Siz hala bir şeyler düşünmenin vaktinin gelmediğini mi sanıyorsunuz..?

 

Siyasetçilik oynamayın…

 

Gerçekten siyaset yapın.

 

Ya da belediyecilik oynamayın…

 

Geçekten belediye idareciliği yapın.

 

Unutmayın ki bunları da gerçekten yapmanız için sizin en büyük kaynağınız HALK yani VATANDAŞTIR…

 

Halksız ve vatandaştan kopuk yanınızda ki birkaç şakşakçıyla saltanat odalarında yaptığınız bir siyasi parti veya belediye yöneticiliği anlayışı olmaz…

 

Olamaz…

 

Böyle bir anlayışta başka şeyler olur ki yukarı da birazını yazdığım bu anlayışta neler olduğunu herkes bilir zaten.

 

Son sözüm…

 

Sayın yöneticilerim…

 

Burada yazdıklarımı PARTİ AYRIMI YAPMADAN yazıyorum ki..;

 

Genel seçimlere 1 yılın, yerel seçimlere ise 2 yıldan az bir zamanın kaldığı şu günlerde bu uyarılarımı dikkate alırsanız sizin için iyi olur…

 

Yoksa artık oynanan bu siyasetçilik veya belediyecilik oyununu halktan kimse yemiyor…

 

VATANDAŞ yani BURSA HALKI artık her şeyin fazlasıyla farkında…

 

Merak etmeyin siz…

 

 

 

Hayırlı ve iyi haftalar…

Yazarın Diğer Yazıları