NASIL BİR DOYMAZLIKTIR BU…?

NASIL BİR DOYMAZLIKTIR BU…?

NASIL BİR DOYMAZLIKTIR BU…?
İPİN UCU HEP AYNI
YERE ÇIKIYOR...

 

Bir gurup insan bunlar…

Nerede alengirli bir iş varsa araştırın...

İpi çekin, çekin sonuçta hep aynı 15- 20 insana çıkıyor.

Ama bunlarla oturun bir konuşun zannedersiniz dünyanın en temiz insanları…

Ben diktim olmayacak yerler de proje değişiklikleri yaptırıp yaptırıp Bursa’nın en yüksek inşaatlarını…

Kendim hacıyım ama mezarlıkları bile yaptığım inşaatlara otopark yeri olarak ben gösterdim…

Dün etrafında ki lere "Abi beni de şuraya bırakırmısın" derken ben bindim Porsh’lara veya son model jeep’lere…

Dün filmler de figürasyon yapıp Otokoop’ta araba silerken ben oldum kafeterya ve benzin istasyonu sahibi…

Dün Bursa’nın en dürüst siyasetçisi gibi her yer de konuşup günahsız insanlara rahatça iftira atarken ben yedim Yargıtay'ın da onayladığı hastane kantini ihalesine fesat karıştırmaktan indirimli hali 2,5 yıl hapis cezasını…

Dün Gemlik’te çatı katında otururken herkese…;

"Allah bana bir daha para verse hayatta çatı katında oturmam…

Ama bağkur maaşımdan başka doğru dürüst bir gelirim yok” diye ağlanırken…;

Ben aldım Gemlik Körfezi’nin en güzel yerinde o villa değil villaları…

Düne kadar kendisine Emirsultan’da çay söylettirecek adam arayıp gün de iki tane tespih, takke satmaya çalışırken ben oldum benzin istasyonları zinciri ve Bursa’nın en sosyetik inşaatlarının sahibi…

Dün milleti tıraş edip 5 lira daha fazla bahşiş alabilmek için elli tane palavra atarken ben oldum bugün o berber dükkanına bile gitmeden anlaşılmaz bir servetin sahibi…

Dün yine batık dükkanında oturmuş kara kara düşünürken birden belediyenin kapısının önünden bir geçivermesiyle ben oldum Burgaz’da en güzel yerler de villalar ve yüklü banka hesaplarının sahibi…

Dün bir tane boşanma davası alsam bari diye ortalıkta milletin ezberlediği kahverengi takım elbisesiyle gezerek o sinsi bakışlarıyla cebine üç kuruş kazanmak için elli tur atarken, ben oldum birdenbire Ankara’nın bile en güzel yerleri dahil evler ve son derece lüks bir yaşamın sahibi…

Hem de bu sosyetik hayat yine aynı sinsi vatandaşın yine aynı zamanlar da benim bildiğim üç tane de büyük işten çok zarar da çıkmasına rağmen devam ediyor…

Benim canım…

Bunların hepsini de ben yaptım…

Şimdi hepsi diyecek ki ticaret yaptık kazandık…

Nasıl bir ticaretmiş ki uygunsuz her yere imar çıktı…?

Nasıl bir ticaretmiş ki bu olmayacak arazilerden benzin istasyonları kiralandı…?

Nasıl bir ticaretmiş ki bu eski adıyla Sigorta Hastahane’sinin bahçesine resmen kaçak bir bina yapılıp yıllarca bazı il başkanları ve bazı türbanlı milletvekilleri tarafından kantin olarak çalıştırıldı…

Nasıl bir ticaretmiş ki bu sadece su kuyuları sahiplerinden birine bir satış sağlandıktan sonra Ak saçlı amca birdenbire büyük bir hızla maddi yönden çok yükseklere çıkıverdi…

Daha bu örnekleri çoğaltmak mümkün ama sadece şunu söyleyeyim…

Niye bu imkanların hiçbiri normal vatandaşlardan birine denk gelmiyor.

Biz hep yanlış yerler de dolaştık ve dolaşıyoruz galiba.

Ak saçlı senin attığın ama adaletin yemeyerek şahsımı temize çıkardığı resmi kayıtlı iftirayı hala unutmadım…

O konuyu senin taa belediye başkanı olduğun dönemden, TBMM’ de hakkında gensoru verilmesine kadar ele alarak ayrıca yazacağım…

Neyse biraz daha devam edelim…

Dün bütün çekleri yazılmış ve paçayı tefecilere oldukça yüklü bir miktar da kaptırmışken bendim değil mi bir an da belediye de başkan ya da yardımcısı olduktan sonra bütün borçları silerek villalar ve son model arabalar serisi sahibi olan…

Bendim değil mi düne kadar Ak Parti İl Başkanlığı’nda bile terlikle gezerken, belediyeye taşerondan işçi olarak girerek ve iki yıl aynı bordo ceketle gezdikten sonra yine aynı belediye de 5 yıl dolunca dubleks daire, villa, kendisinde ve eşin de ayrı ayrı son model jeep’lere ve arabalara sahip olan…

Üstelik Finansal uzmanlarla yönetip belediye olarak Türkiye’de isim yapacağız derken borç batağının en dibinde bıraktıkları belediye kasası hala ortadayken…

Benim değil mi belediye ye borç senetleri dolu gelerek görev sürem dolduğunda Bursa’nın en güzel yerinde kafeterya sahibi olup yatlar da ve son model katlar da yaşayan…?

Dün lojman kirasını bile ödeyememezlikten ağlanırken emekli olunca sahiller de veya Bursa’nın en güzel yapılarında oturan belediye bürokratları benim yakınlarım değil mi…?

Hele bunların bir tanesi var ki Burgaz sahillerinde adamım diye gezer ama 70 yaşına yaklaşan bu zat hala aynı tıraşçı berber ve gizemli hallere bürünmesiyle meşhur vergi tabelasız ana caddesini bile bilmediği Ankara'da emlakçılık yaparak zengin olduğunu söyleyen...;

Yine herkese "Seni Allah için seviyorum" deyip, paradan başka sevdiği birşey olmayan bu aynı şahsın da dahil olduğu hırsız tayfasıyla, hala nereden neyi nasıl çalarım onun planlarını kurar…

Bu şahsın en büyük referansı bundan yaklaşık 12 yıl önce 40 milyon liranın üzerinde belediyeden halkın parasını vererek yaptırdığı ve Bursa’nın yürüyüş ve spor merkezi olacak diye gazladığı Nilüfer Vadisi adında ki bomboş upuzun bir yeşilliktir…

Bir de o zaman belediyenin çalıştığı müteahhitlere sorarsanız daha iyi bilgi verirler bu çakır gözlü paragöz hakkında…

Devam edelim…

Bendim değil mi genel de Arap turizmi üzerine çalışan tanınmış bir tur şirketi sahibinden…;

“Abimiz bize gerekeni söyledi...
Hasan E... abi senin işlerini göreceğiz” diyerek kendilerine tatiller yaptırıp adamın paralarını alan…

Benim değil mi düne kadar düğün salonunda otururken Türkiye’nin en büyük su şirketinin satış işleminin olması için bizzat koşturduktan sonra aynı şirketin su dağıtım işlerini alan…

Aynı zaman da inşaattan, tekstile her iş dalında büyük oynayarak, ne tesadüf piyasanın en kriz zamanında bile hep kazanan…

Benim değil mi Marzing dosyasında…;

“Bu nasıl bir yolsuzluktur…
Defolun” diye bizzat Recep Tayyip Erdoğan’ın odasından tabir yerindeyse tekme tokat kovulan…

Benim değil mi belediye başkanlığım döneminde "Bursa’nın en güzel sitesini yapıyorum" diyerek yapanları arasında onun soy adının olduğu bir siteden yüzlerce ev alanı ve ona çalışan firmaları çatılara çıkarıp intihara sürükleyecek kadar yerle bir eden.

Ve aynı isim hiç yüzü kızarmadan elinde Nilüfer’in tüm planları her hafta sonu veya çağırıldığında kimin evine gidiyordu…?

Valla bize falan hiç gelmedi…

10 kere eksiye düştü…

Ama nasıl bir ticari zekadır ki kısa zaman da yeniden hep en artı duruma gelmeyi bildi...;

Bu türkücü ve hesapta sosyal demokrat başkan…

Gidin de Saygınkent’in yapıldığı yerin şimdi perişan olan yer sahiplerinden bir dinleyin bu sosyal demokrat, çakma zeybekçi sayın başkanı.

Kendi çocukluk arkadaşlarına bile neler yapmış ve Saygınkent’in adı nasıl Soygunkent olmuş iyi bir dinleyin…

Daha bu örnekler çok çoğaltılabilir…

Şimdi bu yazıyı okuyup ta bu insanlar kim diye biri bana sorar veya yazarsa onun Bursa’da yaşadığından şüphe ederim…

Zaten onlar yine onlardan menfaati olan paralı yancıları ya da meşhur çakma hesaplarıyla Yine saldırırlar...

Ama her zaman ki gibi cevaplarını alırlar siz merak etmeyin...

Peki bu insanlar hakkında bu kadar büyük şeylere rağmen hiç mi soruşturma yapılmıyor diyeceksiniz haklı olarak…

Sadece bir tanesinin, Bursa’da değil Ankara Organize Suçlar Savcısı’nın araştırdığı bir dosyayı bizzat ben kendim gördüm…

Binlerce sayfalık bir dosya desem yalan olmaz…

İçin de neler yok ki…

Sonuç mu…?

Malum…

Bu devir de böyle konular da bir şey söylemeye lüzum var mı…?

Bir şey dikkatinizi çekti mi hangi konu da nereden dalarsanız dalın ve ipi ne kadar çekerseniz çekin olay hep aynı ÜST AKILA doğru gidiyor veya ONUN YANINDAKİLERE çıkıyor…

Neresi mi…?

Bilmem…

Bu arkadaşların hepsi okumuş babadan zengin çocuklar veya ağabeyler zaten…

Hep 40 yıldır inşaatları vardı ve hep en az bmw'ye falan binmişler...
Gören bilen var mı...?

Yok...

Ama bu ÜST AKIL ve çevresi böyleymiş işte...

Sıkıyorsa yalanla veya bir şey sor...

Hemen basarlar küfrü veya iftirayı haberiniz olsun...

İtiraf ediyorum...

Aralarında bir fakir ben vardım…

İkinci kısma kadar sizlere şimdilik son sözüm...;

Siz de ipi çekmeye devam edin bak daha neler dökülecek…

Saygılarımla…

Hayırlı ve iyi haftalar…

Yazarın Diğer Yazıları