Tavuk

CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk'ün Açıklaması

ÇOCUKLARIMIZ TÜRKİYE’DE YAŞAMAKTAN VAZGEÇİYOR. 10 MİLYON SIĞINMACI İLE DÜŞEN EMEĞİN DEĞERİ BUNUN ANA NEDENİ.

Geçen hafta Ülkemizde Haziran enflasyon rakamları TUİK tarafından açıklandı: Aylık % 3,92 Yıllık %38.21 . İyi bir mühendis olarak matematiğime güvenirim ama bu dünyanın en iyi matematikçilerinin bile çözemediği Erdoğan matematiği.

Hepimiz biliyoruz ki gerçek rakamlar yıllardır olduğu gibi TUİK verisinin çok çok üzerinde. Bu milletin parası, seçim günü ile bugün arasında Euro kuruna bakıldığında %30 değer kaybı yaşadı; mal ve hizmet alımında %50'den az olmamak üzere zam gördük. Ekmeğin fiyatı ortada. Nasıl hesapladın 3,92 yi ?

Benim dikkat çekmek istediğim Asıl enflasyon kontrolsüz ve sayısını dahi net bilmediğimiz sığınmacılarla gelen iş gücünde, işsizlikteki enflasyon ve sonucunda Türk milletinin emeğinde ve satın alma gücündeki değer kaybıdır.

Evet bugün resmi rakamlara göre 6 milyon, ancak 10 milyona yaklaştığı tahmin edilen sığınmacılarla birlikte yaşıyoruz. Kayıtdışı göçmen, kayıtdışı istihdam = ucuz işçi, ucuz emek.

Sonuç Vatandaşının emeğinin değerinin düşürülmesidir. Kısaca, kontrolsüz göç ile gelen ucuz iş gücü, milletimizin emeği değersizleşti. Bunun üzerine, gerçek olmayan enflasyon rakamları referans alınarak yapılan maaş zamları, eriyen Türk lirası, eriyen alım gücü nedenleri ile;

İşçiden başlayarak; ülkemizin memuru, mühendisi, doktoru, akademisyeni kendini yoksulluk sınırı altında yaşama mücadelesi içinde buldu.

Sonuç olarak ucuz emek, bizim çocuklarımızın geleceğini elinden almakta, bizim gençlerimiz gün geçtikçe daha fazla Türkiye’de yaşamaktan vazgeçmektedir.

İstatistik ve Araştırmalara bakalım,

2023 Tuik verisi, 2021 yılında 287.651 kişi göç etti. Göç edenlerin çoğunluğu 20-29 yaş aralığında.

İstanbul Üniversitesi ve Almanya merkezli KAS derneğinin 2021 yılında yaptığı Türkiye Gençlik Anketi:

Gençlerin % 82,9 Türkiye de gelir dağılımının eşitsizliğine inanıyor. Ve Türkiye de genç işsizliğinin çok yüksek olduğunu söylüyor.

Şu anki yaşamından mutlu musun? sorusuna, %55,2 si ne mutlu ne de mutsuzum, %25,8 i mutsuz olduğunu söylüyor.

İmkânınız olsa Türkiye de mi Yurt dışında mı yaşamak isterdiniz? sorusuna ne yazık ki % 72,9 u yurtdışında yaşamak isterim diyor. Gerekçelerin ilk sırasında, % 32,4 ile oradaki yaşamın Türkiye den daha iyi olduğunu düşünmesi.

Tablo oldukça düşündürücü,

Evlatlarımız,

- Onlar ailelerimizin en önemli varlığı, başka bir deyişle ailemizin geleceği, en önemli yatırımımızdır. Hepimiz onları hayata hazırlamak için doğdukları günden hayata atıldıkları günlere kadar, onları en iyi şekilde yetiştirmek için çalışıyoruz.

- Üniversiteden mezun olan genci asgari ücret ile başlayan bir iş hayatı ile karşılaşıyor. Birçoğu ise iş bulamıyor. Çünkü üniversite bölüm ve kontenjanlarının ülkenin, kamu ve özel sektörün ihtiyacına göre planlaması yok. Bu plansızlıkla yarattığımız ev gençlerimiz var. Nasıl yüksek eğitim politikasıdır ki, bir insan yaşamı, bir ailenin geleceği, eğitim sonrası iş hayatına geçişi planlanmadan, mesleki ve üniversite eğitimi aldırılıyor.

Ev gençlerimiz bugün kendilerini değersiz hissediyor, Özgüven kaybetmiş, ekonomik olarak ailesine bağımlı, kendini içine kapatıyor ve ruhsal bir çöküntü içinde. Kısacası en değerli varlıklarımız heba oluyor.

Anne baba açısından baktığımızda, bin bir zorlukla okuttuğu evladının, üniversite sonrası hayatı kurtulur umudu yerini yurtdışına giderse hayatı kurtulur umudunun destekçisi olmuş durumda. Ancak biliyor ki, giden evladıyla, emeklilikte hayalini kurduğu, evladına veremediği sevgi ile torun büyütme, sarılamadığı evladı yerine toruna sarılma hayali de evladı ile bir anda gidiyor.

Özetle iş bulanı dahi, asgari ücret ile hesap yaptığında; hayal kuramıyor, iş bulamayana ne kaldı.

Nerede hayal kuramıyor gençlerimiz; dünyanın en güzel ülkesinde, birçok dünya imparatorluğun (Hititliler, Lidyalılar, Asurlular, Doğu Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi kültürel, tarihsel, ekonomik mirasına sahip olduğumuz, denizleri, bereketli toprakları, yaylaları, dağları tüm doğal güzellikleri ve jeopolitik konumu ile dünyanın gözünün her zaman olduğu Türkiye de. Bir Afrika ülkesinde değil.

Ve çözümü yurtdışında arıyor haklı olarak.

Tüm bunların temelinde, kötü yönetim ve ülkemizi son yıllarda kontrolsüz sığınmacı ve mülteci merkezi yapılması, en önemli etkenlerin başında gelmektedir.

Bugün dünya belli hızda ilerlerken biz bulunduğumuz noktanın gerisinde kalıyoruz. En büyük ekonomiler listesinde gerilemiş, G20 dışındayız sanırım artık.

Ayrıca Bugün Türkiye'de önemli sayıda çifte vatandaşımız var. Bursa bu şehirlerin başında ve Bursa da yaklaşık 100,000 çifte vatandaşımız var. Bunların içinde mühendis, sağlık memuru, mimar, iktisadi ve idari bilimler mezunu Avrupa’ya meyve toplamaya, garsonluk yapmaya, işçi olmaya gidiyorlar. Maalesef bunun adı beyin göçü bile değildir. Yetiştirdiğimiz mühendis, iktisadi ve idari bilimler mezunu binlerce gencimizi işçi olarak Avrupa'ya sunuyoruz.

Bugün Almanya'daki bir genç Türkiye'de üretilen aracı Türkiye'deki bir gençten daha ucuza satın alıyor. Yine 1 kilo et için Avrupa da ortalama 1,5 saat, Türkiye de 10 saat çalışman gerekiyor. Gençlere reva gördüğümüz gelecek bu mudur?

Bugün kontrol etmek istemediğiniz göç politikası sadece bizleri değil göçmenleri de mağdur ediyor. Aylan kürdi meselesi dün gibi hafızlarımızda. Türkiye bir tahliye noktası olarak başladığı Arap Bahar’ında havuz haline gelmiştir. Bu insanlarla ne yapacağınızı siz bile bilmiyorsunuz. Bir politika üretmek zorundasınız. Zorundayız.

Seçim dönemlerinde geri göndermekten; seçim sonrası Türkiye'de tutmaktan, dış politika krizlerinde otobüslere doldurmaktan bahsediyorsunuz

AKP İŞÇİYİ, MEMURU VE EMEKLİYİ FAKİRLİKTE BİRLEŞTİRDİ. EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI EN AZ 1 ASGARİ ÜCRET OLMALI.

Gerçek olmayan enflasyon rakamları referans alınarak yapılan zamlar sonrasında memur, mühendis, doktor, akademisyen yoksulluk sınırının altında yaşamaya zorlanıyor. En düşük maaşı sözde enflasyon üzerinde seyyanen iyileştirme politikası, diğer maaşların enflasyona ezdirilmesi ile iktidar maaşları ve halkı yoksullukta birleştirmiştir.

Ne demek istiyorum;

Memure seyyanen yapılan zam 8077 TL. Bu zam en düşük maaşa göre; En Düşük Memur

TL bazında %86 zam,

Euro bazında %29,1,

SAG Et e göre (Ocak 2023 230 TL Temmuz 2023 400 TL) Et Fiyatı Bazında %7 lik bir iyileştirme gün itibariyle sağlanmıştır.

Doktor ¼ için ise %50,18 Zam

Euro Bazında %4,33

Et Bazında 107 kg et alan doktor, 93 kg et alabiliyor. %-15 düştü

Ve Seyyanen yapılan 8077 tl Üzerinde sadece damga vergisi olacak. Ne emekli maaşı neden kıdem ve ihbar tazminatlarına yansımayacak. Bu aynı özel sektörde resmi maaşı dışında zarf içerisinde verilen paradan bir farkı yoktur. İktidar artık matematik ve yeni kavramlarla herkesin aklını karıştırmaktadır. Günün sonunda eline geçen paranın aslında cebine girmediğini çok geç anlamaktadır. Bu da böyle bir zam.

Emekli maaşı zamlarında emeklilerimiz bu şoku yaşadı. 5500 TL’den 7500 TL Nisan başı, seçim öncesi, zam yapıldı. Şimdi %25 Zam emekliye açıklandı. Ama nereye, kafalar yine karıştı. Kök Maaş. Ne anlar emekli kök maaştan. Ona göre maaş 7500 TL değil mi? 7500 TL’nin alım gücü erimedi mi? Yerinde mi sayıyor. Evet. 6,000 TL altı KÖK maaşı olanlar zam almayacak. Kim bunlar 2008 sonrası emekli olan neredeyse herkes.

YIL Emekli Sayısı Emekli Maaşı (Asgari Ücret ) Toplam Aylık Ödeme(AÜ)

2023 15.340.000 0,658 10.090.335

2020 12.490.000 0,898 11.222.198

2015 10.810.000 1,093 11.819.969

2010 8.820.000 1,156 10.200.000

Tablo da 2010 Yılında 8.820.000 Emekli için Aylık 10,200,000 AÜ ödenirken. 2023 yılında 15.340.000 Emekli için 10.090.335 AÜ ödenmekte. Özetle Emekli sayısı yaklaşık 2 kat artmışken bütçede ayrılan ödenek düşmüştür. Yeni emeklilere maaşlar, eski emeklilerin maaşlarından alınanlarla ödeniyor anlamına gelir bu durum.

BURSASPOR İÇİN SEFERBERLİK ÇAĞRISI.

Sizler aracılığınız ile tüm Bursalılara, Bursasporlulara seslenmek istiyorum;

Hatırlayın 16 Mayıs 2010. Bursa'da zaman durdu. Tüm Türkiye Bursa'nın başarısını ve yapabileceklerini gördü. Bursaspor ülkemizi Avrupa Şampiyonlar Liginde temsil etti. Scholes'lu Manchester United'ı, İspanya devi Valencia'yı Bursa Atatürk Stadyumunda Şampiyonlar Ligi müziğiyle izledik.

Bursa, Payitaht Şehrimiz, Türkiye’nin 2.Büyük Sanayi Şehri, Nüfus olarak 4.Büyük şehri.

Bursaspor’umuzun bugün Bursa’nın seferberliğine ihtiyacı var. Bu gururu yeniden yaşamak ve yaşatmak için bu kentin en büyük markası Bursaspor'a destek olmaya herkesi çağırıyorum.

Bursa’nın milletvekilleri olarak Bursa’nın değeri Bursaspor'a sahip çıkmak öncelikle bizim görevimizdir. Bursaspor siyaset üstüdür, hepimizindir.

20 vekilimize, 17 Belediye Başkanımıza, tüm siyasilere çağrımdır:

Elimizi taşın altına koyalım, bir maaşımızı Bursaspor'a bağışlayalım.

Unutma Bursalı; Sen, ben yok; Bursaspor var, başka Bursaspor yok!